Hans Christian Andersen (1805 - 1875)

Hans Christian Andersen (1805 - 1875)

Hans Christian Andersen (1805 - 1875)

Hans Christian Andersen (1805 - 1875)
 

 

Hans Christian Andersen, 2 Nisan 1805 yılında Danimarka Odense'de doğdu. Danimarka'nın en tanınmış yazarı ve dünyanın en büyük masalcılarından biridir. 1816'da ölen bir ayakkabı tamircisinin oğludur. Kendi başına bir kukla tiyatrosu açtı, kuklalarının elbiselerini kendi dikti. Kuklalarına Shakespeare ile Hölberg'in oyunlarından parçalar oynatırdı.

Opera sanatçısı olmak için Kopenhag'a gitti. Müzisyen Weyse ve şair Guldberg ile tanıştı. Kraliyet tiyatrosunda da dans etmeğe başladı sonunda da o tiyatronun hamisi durumuna geldi. Kral Frederik VI Andersen ile ilgilendi ve onu Slagelse'deki  okulda okuttu.

1830'da birçok dillere çevrilmiş olan "Ölen Çocuk" adlı şiirinide içinde bulunduran, ilk şiir kitabını yayınladı, ardından "Amerika'ya Bir Gezinti" adlı edebi eserini yazdı. Eserlerinin arasında en çok tanınanı "Andersenin Masalları" adlı kitaptır. Asıl başarısını "Kibritçi Kız", "Küçük Claus ve Büyük Claus" ve "Güzel Prenses ve Bezelye" gibi masalları içeren "Çocuk Masalları" (1835) kitabıyla yakaladı.

Masallarının bazılarında iyiliğin ve güzelliğin zaferine olan iyimser bir inanç açığa vurulurken; bazıları da oldukça kötümser ve acıklıydı ve kendi yaşamından güçlü izler taşıyordu. Kendine özgü masal anlatma yöntemiyle çocuk edebiyatına gerçek bir yenilik getirdi. Gündelik dilin deyimlerini ve kalıplarını kullandı. Masallarının çoğu Türkçeye de çevrildi.

1872'ye kadar masal yazmayı sürdüren Andersen, 4 Ağustos 1875'te Kopenhag'da hayata veda etti.

 

Eserleri


Sinderella
Uçan Sandık
Kıt Akıllı Karga
Bülbül
Küçük Deniz Kızı
Çirkin Ördek Yavrusu
Kibritçi Kız
Kralın Yeni Elbiseleri
Karlar Kraliçesi 
Papatya ile Tarla Kuşu
Kurşun Asker 
Parmak Kız
Parmak Çocuk
Andersen Masalları
Andersen Masalları I 
Andersen Masalları II

 

 

 

 

 

 

 

İlahi

Acep şu yerde var m'ola
Şöyle garip bencileyin
Bağrı başlı gözü yaşlı
Şöyle garip bencileyin

Kimseler garip olmasın
Hasret odına yanmasın
Hocam kimseler duymasın
Şöyle garip bencileyin

Nice bu dert ile yanam
Ecel ere bir gün ölem
Meğerki sinimde bulam
Şöyle garip bencileyin

Gezdim Urum ile Şam'ı
Yukarı illeri kamu
Çok istedim bulamadım
Şöyle garip bencileyin

Söyler dilim ağlar gözüm
Gariplere göynür özüm
Meğerki gökte yıldızım
Şöyle garip bencileyin

Bir garip ölmüş diyeler
Üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar
Şöyle garip bencileyin

Hey Emre'm Yunus biçare
Bulunmaz derdine çare
Var imdi gez şardan şara
Şöyle garip bencileyin

Yunus Emre

 

ADEM OĞLU
Beğen

Miskin Adem oğlanı,nefse zebun olmuşdur
Hayvan canavar gibi,otlamağa kalmıştır

Hergiz ölümün sanmaz,ölesi günin anmaz
Bu dünyadan usanmaz,gaflet önin almışdur

Oğlanlar öğüt almaz,yiğitler tevbe kılmaz
Kocalar taat kılmaz,sarp rüzgar olmuştur

Beğler azdı yolundan,bilmez yoksul halinden 
Çıktı rahmet gölünden,nefs gölüne dalmışdur

Yunus sözi alimden,zinhar olma zalimden
Korkadurın ölümden,cümle doğan ölmüşdür.

Yunus Emre

 

Söz Ola Kese Savaşı

Keleci bilen kişinin yüzünü ağ ede bir söz
Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz

Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı
Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz

Kelecilerin pişirgil yaramazını şeşirgil
Sözün us ile düşürgil dimegil çağ ede bir söz

Gel ahî ey şehriyâri sözümüzü dinle bâri
Hezâr gevher ü dinârı kara taprağ ede bir söz

Kişi bile söz demini demeye sözün kemini
Bu cihân cehennemini sekiz uçmağ ede bir söz

Yürü yürü yolun ile gâfil olma bilin ile
Key sakın ki dilin ile cânına dağ ede bir söz

Yûnus imdi söz yatından söyle sözü gayetinden
Key sakın o şeh katından seni ırağ ede bir söz

Yunus Emre

 

Çağırayım Mevlam seni 

 

Dağlar ağlar ile taşlar ile
Çağırayım Mevlâm seni
Seherlerde kuşlar ile
Çağırayım Mevlâm seni

Sular dibinde mâhiyle
Sahralarda âhû ile
Abdal olup yâhû ile
Çağırayım Mevlâm seni

Gök yüzünde İsâ ile
Tûr dağında Mûsâ ile
Elimdeki asâ ile
Çağırayım Mevlâm seni

Derdi öküş Eyyûb ile
Gözü yaşlı Ya’kûb ile
Ol Muhammed mahbûb ile
Çağırayım Mevlâm seni

Hamd ü şükrullah ile,
Vasf-ı Kulhüvallah ile
Daima zikrullah ile,
Çağırayım Mevlam seni

Bilmişim dünya halini
Terk ettim kıyl ü kâlini
Baş açık ayak yalını
Çağırayım Mevlâm seni

Yûnus okur diller ile
Ol kumru bülbüller ile
Hakkı seven kullar ile
Çağırayım Mevlâm seni

Yunus Emre

 

Yusuf’u kaybettim 

Yusuf; u kaybettim Kenan ilinde
Yusuf bulunur, Kenan bulunmaz
Bu aklı fikr ile Leyla bulunmaz
Bu ne yaredir ki çare bulunmaz

Aşkın pazarında canlar satılır
Satarım canımı alan bulunmaz
Yunus öldü deyu selan verirler
Ölen beden imiş, aşıklar ölmez

Yunus Emre

 

 

Yunus Emre

 

ŞİİR

 

517

TAKİPÇİ

 

Aşkın Aldı Benden Beni

Aşkın aldı benden beni 
Bana seni gerek seni 
Ben yanarım dün ü günü 
Bana seni gerek seni

Ne varlığa sevinirim 
Ne yokluğa yerinirim 
Aşkın ile avunurum 
Bana seni gerek seni

Aşkın aşıklar oldurur
Aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni

Aşkın şarabından içem
Mecnun olup dağa düşem
Sensin dünü gün endişem
Bana seni gerek seni

Sufilere sohbet gerek
Ahilere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni

Eğer beni öldüreler 
Külüm göğe savuralar 
Toprağım anda çağıra 
Bana seni gerek seni

Cennet cennet dedikleri 
Birkaç köşkle birkaç huri 
İsteyene Ver anları
Bana seni gerek seni

Yunus'dürür benim adım 
Gün geçtikçe artar odum 
İki cihanda maksudum 
Bana seni gerek seni

Yunus Emre

 

Bilmediler 

Hakiykatin ma'nisin şerh ile bilmediler
Erenler bu dirliği riye dirilmediler

Hakiykat bir denizdir şeriattır gemisi
Çoklar gemiden çıkıp denize dalmadılar

Bular geldi tapıya şeriat tuttu durur
İçeri giribeni ne varın bilmediler

Dört kitabı şerh eden asıdır hakıykatte
Zira tevsir okuyup ma'nisin bilmediler

Yunus adın sadıktır bu yola geldin ise
Adın değşirmeyenler bu yola gelmediler.

Yunus Emre

 

 

Yunus Emre

 

1238 Forum

174

ŞİİR

 

517

TAKİPÇİ

 

 

Hak Bir Gönül Verdi Bana

 

Hak bir gönül verdi bana 
Ha demeden hayrân olur
Bir dem gelir şâdân olur 
Bir dem gelir giryân olur

Bir dem sanasın kış gibi 
Şol zemheri olmuş gibi
Bir dem beşâretden doğar 
Hoş bağ ile bostân olur

Bir dem gelir söyleyemez 
Bir sözü şerh eyleyemez
Bir dem dilinden dür döker 
Dertlilere dermân olur

Bir dem çıkar arş üzere 
Bir dem iner taht-es-serâ
Bir dem sanasın katredir 
Bir dem taşar ummân olur

Bir dem cehâletde kalır 
Hiç nesneyi bilmez olur
Bir dem dalar hikmetlere 
Câlînus u Lokmân olur

Bir dem dev olur yâ peri 
Vîrâneler olur yeri
Bir dem uçar Belkîs ile 
Sultân-ı ins ü cân olur

Bir dem varır mescidlere 
Yüz sürer anda yerlere
Bir dem varır deyre girer 
İncil okur ruhbân olur

Bir dem gelir Îsâ gibi 
Ölmüşleri diri kılar
Bir dem girer kibr evine 
Fir'avn ile Hâmân olur

Bir dem döner Cebrâil'e 
Rahmet saçar her mahfile
Bir dem gelir gümrâh olur 
Miskin Yunus hayrân olur

Yunus Emre