EYÜP EYÜBOĞLU´YLA SÖYLEŞİ

EYÜP EYÜBOĞLU´YLA SÖYLEŞİ

Karadeniz Bölgemizin halk sazlarından olan klasik Karadeniz kemençesi, yörede en çok çalınan ve dinletisi halkıyla bütünleşen enstrümanların başını çeker

                                       EYÜP EYÜBOĞLU´YLA SÖYLEŞİ

 

               Karadeniz Bölgemizin halk sazlarından olan klasik Karadeniz kemençesi, yörede en çok çalınan ve dinletisi halkıyla bütünleşen enstrümanların başını çeker. Halk oyunlarımızın yöreden yöreye farklı zenginlikleri olmakla beraber Kaval, Tulum, Davul, Zurna, Bağlamada yörede kullanılan halk sazlarıdır.

               Karadeniz kemençesinin tarihine biraz değinirsek, Orta Asya kültürünün yaylı sazlarından ıklık, kemanenin yapısına benzer. Göç yoluyla bölgeye gelmiştir. Kemanın atası sayılır. Ancak Karadeniz bölgesinde genelde iklim nemli olduğundan Türk sazı olan kabak kemanenin göğsündeki deri aksamı Karadeniz´de çam (ladin) ağacından yapılmış ince damarlı olarak kullanılmaktadır. Deriye göre neme daha dayanıklıdır.  

               Akort düzeni üç (3) adet telle sağlanmaktadır. Çok eskiden hayvan bağırsağından ve at kuyruğundan düzeneği kurulan tel ve yay kısmı daha sonra yay(sayda) da at kuyruğu olarak asla değişmemiştir. Enstrümanda at kıllarından yapılan yaya reçine tatbik edilerek tellerin üzerine sürülmesi ile ses çıkarılır. Enstrümanın telleri zamanla değişerek çelik teller kullanılmaya başlanmıştır.

               Halkımızın baş tacı yaptığı kemençe biçim olarak 60 cm. boyunda ayakta ve oturarak da çalınabilecek bir dizayndadır. Yörede kemençe yapan ustalar biçim ve kullanıma en uygun şekli zamanla vermeye çalışmışlardır. İnce ve kalın seslileri yöreye göre kullanımda değişiklik gösterir. Günümüzde karar seslerin  hepsine göre kemençe yapılmaktadır.

              Bu sayfamızı kemençe yapımında bize zaman ayırarak değerli bilgiler veren Maçkalı kemençe yapım ustası ve icrası Eyüp Eyüboğlu´na ayırdık. Kısa söyleşimizden notlar aldık. Sorularımızı içtenlikle cevaplayan Eyüp Eyüboğlu öğretmenimize çok teşekkür ediyoruz.

 

   Çok değerli hocam; biraz kendinizden bahseder misiniz?

 

    1960 yılındaMaçka Ocaklı köyünde doğdum. Çocukluk yıllarım Maçka´da geçmesi ile birlikte ailemin İstanbul´a göç etmesiyle ilk öğrenimimi İstanbul´da tamamladım. Ortaokul ve lise yıllarım. Maçka´da geçti. Daha sonra Rize Eğitim Enstitüsünü bitirerek sınıf öğretmeni olarak Antalya´ya atandım. Üç yıl sonra Adıyaman´ın Kahta ilçesine tayin edildim. 5 yıl öğretmenliğim burada devam etti. Bu arada 12 yaşında Trabzon´a geldiğimde kemençe ile tanışıklığım ve ardından mahalleli çocuklar olarak kendimize birer kemençe yapma isteği uyanmıştı. Komşumuz Hatice Eyüboğlu teyzenin yönlendirmesiyle, tarif ederek yaptığımız kemençelerde en başarılı çocuk olarak gelişimimle beraber yapım işlerini de devam ettim. Mahallemizde bu hobiyi devam ettiren tek ben oldum. Bu hobi öğretmenlik yıllarımla da devam etti. Öğrencilerimle müzik derslerini de ve halk oyunlarını kemençe ile zenginleştirerek Eğitim-öğretim de de bir çok başarıya imza attık. Hatta öğrencilerimizin motivasyon ve güdüleme konusunda kemençenin varlığı çok  önemli bir yer  tuttu.  Daha sonra Samsun-Bafra Trabzon-Merkez ve Maçka Çatak ilköğretim okullarındaki öğretmenlik hayatımı 25 (yirmi beş) yıl tamamlayarak emekliliğe hak kazandım.   

 On yıldır hobi olarak başladığım kemençe yapımı ve icrasını şimdi üstad olarak sürdürüyoruz. Çalışmalarıma Çatak Mahallesinde ki evimin bitişiğinde kendi atölyemde devam ediyorum.

 

Eyüp Eyüboğlu hocamızdan merak ettiğimiz bazı soruların cevabını rica ettik. Mütevazi kişiliğiyle cevapladı. Yörede kemençe yapımı konusunda ki çalışmalar nelerdir?

 

                 Kemençe yapımı ve icrası yıllardır usta çırak ilişkisi içerisinde devam ederek geldi. En iyi icracılar yapım konusunda isminden bahsedeceğimiz ustalar hep alaylıdır. Bu işin eğitimini almadan kendi tecrübeleriyle birbirlerine aktararak çok başarılı olduklarını söyleyebilirim.  Her şeyin eskiden yetersiz olduğu dönemlerde eski ustalar imkansızı başarmışlardır. Bugün yeni icracılar hala eski ustaların yay atışı ve ezgilerinden esin almakta ve kendilerine iyi bir icracı olma yolunda çalışmaktadırlar. Eli öpülesi eski ustalara ölenlere rahmet sağ olanlara sağlık ve sıhhatler diliyorum.          

  Karadeniz bölgesinde hemen hemen her ilçe ve ilde kemençe yapım ustaları vardır. Yöre özeliklerine göre ince ve kalın sesli kemençeler yapılmaktadır.

 

   Hangi ağaçlar kullanımda tercih ediliyor?          

 

                Başta Erik, ardıç, akçaağaç ve sarmaşık ağaçları vazgeçilmezdir.  Başka dut, kiraz ve diğer sert dokulu ağaçlarda kullanılabilir. Ama ikinci veya üçüncü tercihtir.

Kemençe yapımı üniversitelerimizin saz yapımı bölümlerinde öğretilmektedir. Bazı il ve ilçelerde Halk Eğitimi Merkezleri ve Turizm müdürlükleri yapım ve icra konusunda çalışmalar başlatılmıştır. Bu çalışmalarda samimi öğretici ustalar ve öğrenme konusunda heyecanlı öğrenciler görmek beni çok sevindiriyor.

Hele hele horon oynama istek ve arzusu Karadeniz gençleri için vazgeçilmez olmuştur.

 

   Karadeniz horonuçok hareketli ve kıvrak figürlerden oluşmaktadır. Bunu nasıl yorumlarsınız?

 

                    Her yörede insan doğa ile baş başadır. Hayatını binlerce yıl toprağa bağlamış Anadolu insanı verdiği yaşam mücadelesini arazi ve iklim şartlarına göre oluşturmuştur . Dağlık ve sarp olan Karadeniz bölgesi arazi ve iklim koşulları ile kendi doğası ile birlikte yaşayan kendi insanının da geleceğe taşıyarak genetik ve karakteristik özelliklerini oluşturmuştur. Bütün canlılar beslenmek ve hareket etmek zorunda?

Bu hareketler folklorik olarak incelenip insanlık tarihine bakıldığında spor, edebiyat, şiir, müzik alanı olarak değerlendirildiğinde, her yörede sosyalleşmiş birliktelik paylaşımcılık ve gösteri adına birlikte oynadıkları şiirler söyledikleri türküler okudukları,  etkinlikleri beraber yapma güdüsünde olup, asla vazgeçilmez davranışlar olarak yaşam içgüdüsüyle  öz benliğiyle bütünleştirmektedirler.

   Yöre horonu da yöreden yöreye farklı figürler göstermekle beraber çabukluk ve kıvraklığı kişiler arasındaki uyumu neredeyse duygu olarak çok iyi hissetsek de kelimelerle ifade etmekte zorlanacağımızı düşünüyorum. İyi bir kemençe ve davul zurna icrasıyla oynanan usta ekip horonları veya serbest dalda halkın oynadıkları beni alıp götürüyor?. Donup kalıyorum. Kısaca takdire şayan.

             O ne uyum, o ne hareket, o ne çabukluk ve kıvraklık ya duyulan haz?.. sonsuz.

            Gösteriden sonra birlik ve beraberliğin paylaşımcılığın, yardımlaşmanın, uyum ve ritmin, müziğin eşliğinde içimizdeki dert, keder, sıkıntı arzu, neşe ve yaşam sevinçlerinin;

          Bir ağaç gibi çiçeğe durmak meyve vermek

          Bir ana gibi çocuğuna bakmak

          Denizler gibi çalkalanmak, ırmaklar gibi akmak.

Kısaca barış ve kardeşlik içerisinde kol kola tutarak, manevi dünyamızın doyuma ulaşarak Al aşağı, hop hop, hop diyerek terapinin ta kendisi? Ağacı silkeleyip, meyvelerini dökerek dertlerini ve sevinçlerini dışarı vurmak meyve vermek yani.

 

   Çalışmalarınız devam ediyor mu?

 

      Evet çalışmalarıma emeklilik hayatımda daha da hız verdim. Yeni  bir projem var. Telli tulum yapmayı planlıyorum. Tasarım çalışmalarımı tamamladım. Fakat bu işin zor olduğunu söylemek istiyorum. Yöresel tanıtım ve gerektiğinde bazı topluluklara katılarak etkinlikleri genişletip iletişimde bildiklerimizi her an en iyi şekilde aktarmaya çalışıyorum.

        Yıllarca yaptığım öğretmenliği ve öğrencilerimi ve arkadaşlarımı unutamıyorum. Her an sanki bir yerlerde yine öğretmenlik yapacağım gibi geliyor bana.

Gezmek, spor ve müzik benim için vazgeçilmez; bahçe tarımı, kara kalem resim, bazen şiir, balık tutmak, sanatçı arkadaşlarımla söyleşi, sanat ve kültür araştırma yazılarını okumak, tarihten beri gelen oyma sanatı ve incelikleri, damak zevkime göre yemek pişirmek, sohbet edebileceğim arkadaş ve dostlarımı ağırlamak, güzel giyinmek, kemençe yapmak?

 

          Hoşlanmadığınız  konular var mı?

 

        Yalan  söyleyeni hiç sevmem.  Agresif ve egosu insanlar, borç yapmamaya özen gösteririm, gereksiz para harcamayı da, sonucu ve düzeyi olmayan sohbetler, düzeysiz politika ve her şey, detone şarkı ve türkü söyleyip çalanlar ve her konuda bilgiçlik taslayanlar.

 

     Sosyal yardımlaşma, vakıf ve dernekler olarak gözlemleriniz nelerdir?

 

      Bugüne kadar hemen hemen her il ve bazı ilçelerde bu tür derneklerde ilişkilerimiz oldu. Çok önemsediğim bir konu. Eğitim, sağlık spor, müzik, eğlence, çevreyi güzelleştirme, çevre bilinci, ekonomik kalkınma, sigara ve uyuşturucu maddelerle mücadele konusunda çok büyük çabalarım oluyor.   

             Her derneğin kuruluş amaçları ve faaliyetleri insanların yararına göre zaten planlanmıştır. Bu yönde yapılan çalışmaları canı gönülden destekliyorum.      

 

            Son olarak eklemek istediğiniz konular var mı?

 

          Ülkemi ve insanlarını çok seviyorum. Yaşamın köy hayatı ve medeniyetin meyvelerinden her yönüyle yararlanabilen doğayı kirletmeden eğitim sağlık ekonomi yönünden refah. Tüketici değil üretici bireysel değil katılımcı kararları birlikte verebilen.

            Allah´ın yarattığı Nature´de barışçı ve paylaşımcı üreten ve ürettiğini bütün insanlık aleminin hizmetine sunabilen sen, ben değil bizim değerlerimiz diyebilen;

Toplumun ön görüsü ve yüksek eğitimli ve tecrübeli kişileri örnek alabilen, bilgi birikimlerini dikkatle ve bilimsel verilerin ışığında gelecek kuşaklara aktarabilen, üniversitelerimizin ve araştırma kurumlarımızın dünyanın gelişim konjektörüne göre çalışmalarını destekleyen ve yol açan bireyleri kendi yetenek ve istidatlarına göre yetiştirebilen.

       Kısaca fazla alana değinmeden sorunları tespit edip gelişmeye ve yükselmeye doğru adım atan her insan ve kurum yetkililerine saygı duyduk. Bundan sonra da bu gelişime katkı da bulunabilecek her insanı canı gönülden kucaklıyor ve bu düşüncelerimi açıklamak ve yaymak adına çaba gösteren arkadaş ve dostlarıma sevgi ve saygılarımı gönderiyorum.

 

     Söyleşiyi ; Duygu Karahasanoğlu