Cevat Fehmi Başkut (1905-1971 |
1905'te Edirne'de doğdu. 15 Mart 1971'de İstanbul'da yaşamını yitirdi. Oyun yazarı ve gazeteci. Eyüp Rüşdiyesi ve İstanbul Sultanisi'nde (İstanbul Erkek Lisesi) öğrenim gördü. Kurtuluş Savaşı yıllarını Ankara'da geçirdi. TBMM Basımevi'nde düzeltmenlik yaptı. Meclis'te zabıt katibi olarak çalıştı. 1928-1963 arasında Vakit, Son Saat, Son Posta, Cumhuriyet gazetelerinde muhabirlik, yazarlık, yazıişleri müdürlüğü yaptı. İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı görevinde bulundu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü'nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. "Geceleri Bizi Kimler Bekliyor" adlı bir röportaj kitabı ve birkaç roman denemesi var. İlk oyunu "Büyük Şehir" 1942-1943 sezonunda İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda sahnelendi ve büyük ilgi gördü. Bu ilgi üzerine çalışmalarını tiyatroda yoğunlaştırdı. Hemen her yıl yeni oyunlar yazdı. Türkiye'de Cumhuriyetten sonra ortaya çıkan değişimleri mizah unsurlarını kullanarak anlattığı oyunları yaygın bir ün kazandırdı. Biçim denemelerine de giriştiği oyunlarında bütün toplum katlarından ve her çevreden insanı tiplemeye çalıştı. Dış ülkelerde oyunu sahnelenen ilk Türk yazarı unvanını aldı. Cevat Fehmi Başkut'un Eserleri Büyük Şehir (1942) Küçük Şehir (1946) Koca Bebek (1947) Paydos (1948) Sana Rey Veriyorum (1951) Kadıköy İskelesi'nde (1953) Harput'ta Bir Amerikalı (1955) Hacıyatmaz (1960) Göç (1962) Buzlar Çözülmeden (1964) Emekli (1967) Filmografisi (eser) Paydos - 2004 Deli Deli Küpeli - 1986 Soygun – 1953
Buzlar Çözülmeden oyun özeti; |
Buzlar Çözülmeden, Cevat Fehmi Başkut’un yazdığı iki perdelik oyundur. Türk tiyatro tarihinde adı klasikler arasında geçen Buzlar Çözülmeden, 1965 yılında Cevat Fehmi Başkut tarafından kaleme alınmıştır. Eser, bugüne kadar birçok tiyatro topluluğunca sergilenmiştir. Ayrıca kitap hâlinde yayımlanan Buzlar Çözülmeden, Deli Deli Küpeli adıyla sinemaya da aktarılmıştır. Zor kış koşulları nedeniyle yolların kapanmasından dolayı dışarıyla iletişimi kesilen bir kasabaya yeni bir kaymakam gelir. Gelen kaymakam, diğerlerinden farklıdır. Mevcut gidişatı değiştirmeye başlar. Kasabadaki ağalara, karaborsacılara dur demeye başlar. Kaymakam kasabanın ileri gelenlerinden Hacı Murat’ı yanına çağırır. Hacı Murat, dükkânında kurtlu pirinç ve hasta hayvanların etlerini satmaktadır. Ona dükkânından getirdiği malzemelerle yemek yaptırır. Hacı Murat bu yemekleri yiyemeyince onu kovar. Bunun gibi birçok olaya müdahale eder, gidişatı değiştirmeye başlar. Ancak kasabanın zenginleri de bu kaymakama tuzak kurmak isterler. Bu tuzaklardan Hatice ve Deli Çavuş’un yardımlarıyla kurtulur. Kaymakamla bir türlü başa çıkamayan kasaba ileri gelenlerinden Şeref, eşkıya Yılanoğlu’ndan yardım ister. Bir gün kaymakamın olmadığı bir anda Deli Çavuş, dinlenmek için kaymakamın yerine oturur. Yılanoğlu da kaymakam zannederek Deli Çavuş’u öldürür. Bir ay sonra kaymakamlığın önüne kaymakam vekili ile jandarma komutanı gelir, Yılanoğlu yakalanır. Önce kimse kaymakamı ve jandarma komutanını tanımaz. Niçin geldiklerini sorarlar. Onlar da anlatır. Daha sonra anlaşılır ki bir aydır kaymakam olarak çalışan ve birçok yanlışı düzelten kişi, akıl hastanesinden kaçan bir delidir.
Paydos ÖZET
Üç perdeli bir oyun olan Paydos’un başkahramanı Murtaza Bey’dir. Murtaza Bey, elli beş yaşında bir ilkokul öğretmenidir. Karısı Hatice; oğlu Rıdvan’ı Bakkal Hacı Hüsamettin’in konağına içgüveysi olarak vermenin hayalini kurmaktadır. Ancak Bakkal Hüsamettin, kızını yalnızca bir bakkala verme niyetindedir. Bundan dolayı Hacı Hüsamettin’in karısı Safinaz ve Murtaza Bey’in karısı Hatice; Murtaza Bey’i öğretmenliği bırakıp bakkallığa razı etmeye çalışmaktadır. Bu çaba boşa çıkınca Hacı Bey, bir başka çare düşünür. Annesi aracılığıyla kandırılan bir öğrenci Murtaza Bey’in sandalyesine iğne koyar. İğne Murtaza Bey’in canını acıtınca o da çocuğa bir tokat atar. Olay gazetelere yansır ve Murtaza Bey görevden atılmaktansa istifa etmeyi tercih eder. Sözde bir define bulunarak Murtaza Bey’e bir bakkal açılır. Ancak o burada hiç mutlu değildir. Bu arada oğlu Rıdvan annesinin isteğinin aksine başka bir kıza âşık olur ve onunla evlenmek ister. Bu sıralarda Murtaza Bey’in bir komploya kurban gittiği anlaşılmış ve Millî Eğitim disiplin Kurulunca suçsuz olduğuna karar verilmiştir. Murtaza Bey, bakkalı bırakıp öğretmenliğe devam etmek isteğindedir fakat bakkal açılırken kullanılan beş bin liranın define değil, Hacı Bey’in karısı tarafından Hatice Hanım’a verildiği anlaşılınca Murtaza Bey’in hayalleri suya düşer. Tekrar umutsuz ve karamsar yaşantısına döner. Oyun Murtaza Bey’in okuluna dönüp ders verdiği anı hayal etmesi ile sona erer.
Paydos yurt dışında profesyonel sahnelerde oynanan ilk Türk tiyatrosudur.