Tarih: 09.07.2024 10:50

BENİM ÖMRÜM

Facebook Twitter Linked-in

BENİM ÖMRÜM

Genç çağdaydım, kendimi bir dikenli yolda buldum;
Hıçkırıklar işittim, gül ve bülbül bağlarından.
Felâketler topladım, Anadolu dağlarından;
Uzun sazlı Âşıklar diyarında şair oldum.

Ezgi koydum, âhlarla, figanlarla Türk şi'rine,
Öz dilimle haykırdım, 'Ey milletim, uyan! ' diye;
Viran yurdun dolaştım, bir şehrinden bir şehrine;
Saç ve sakal ağarttım ben de, 'Vatan, vatan! ' diye.

Mehmet Emin Yurdakul

  BENİM ŞİİRLERİM 

'Sen kalbsizsin; hani senin gençliğin hayatı?
'Aşklarım mı? Bir nefeste solabilen bu şeyler,
'Bir yanar-dağ ateşiyle kömür gibi karardı;
'Şimdi ise yerlerinde bir sıtmalı yel eser.

'Evet, benim her şi'rimde yılan dişli diken var;
'Sizler gidin bal verecek yeni açmış gül bulun.
'Belki benim acı sesim kulakları tırmalar;
'Sizler gidin, genç kızların türküsüyle şen olun.

'Varın sizler, onlar ile korularda el ele
'Gezin, gülün, bir çift bülbül aşkı ile yaşayın;
'Yalnız kendi, yalnız kendi rûhunuzu okşayın.

'Zavallı ben, elimdeki şu üç telli saz ile
'Milletimin felâketli hayatını söyleyim;
'Dertlilerin gözyaşını çevrem ile sileyim! ..'

Mehmet Emin Yurdakul

 

 

                   ŞAİR

Bana yirmi yaşımda ateş saçan bir sevdâ,
İlk şi'rime altundan kanad veren o hulyâ
Ak saçlarım altında yine alev saçacak.

Milletinin ruhuyle feryad eden bir dudak
O şeyleri söyler ki çağlattığı gümüş ses
Asırların önünde nağmesini dindirmez.

Hiddet, tahkir hepsi boş! .. Her cefaya katlanan
Yine şair kalbinden başka bir kalb değildir;
Bu zayıf kalb en mağrur alınları eğiltir.

Şu dünyada bir büyük rüya gören kahraman
O kartala benzer ki en yangınlı şimşekler
Onun sisli ve korkunç yollarına nur serper.

Mehmet Emin Yurdakul

 

 

 

 

 

DEMİRCİ

Beğen

Ben bir küçük çocukken bir zavallı sefildim;
Ömrün ağır yumruğu beni dahi inletti;
Kopardığım feryâdı yine bana dinletti;
Çok vakitler hiç kimse sormadı ki: Ben kimim? ...

Lâkin bir gün dedim ki: 'Benim gibi en sağlam,
En kuvvetli kollara sahip olan bir adam
Kendi gibi bir kuldan,
Bir merhamet umarak ekmeğini dilenmez;
Yer yüzünde kendine av bulacak bir arslan
Başkasına güvenmez;
Her bahtiyar alında bir kavganın teri var;
Eğer kişi isterse tâli'ini kucaklar.'

Gençliğimin en tatlı, en ateşli yaşında,
Şu örsümün başında,
Çekicimle çalışmak sanatını buldum ben;
Memleketin namuslu demircisi oldum ben.

Demircilik! ... Evet bu, sıkıntılı bir iştir;
Bunun için göğüste kalbim gibi kalp gerek,
Öyle erkek bir kalp ki Allah ona ürkmemek,
Zahmet çekmek, katlanmak kuvvetini vermiştir.

Ancak benim zahmetim karşılıksız değildir;
Örs üstünde döğdüğüm bir biçimsiz sert demir,
Çekicimin altından
Alet olup çıkınca bana bir zevk aldırtır.

Benim terli alnımı asâletli bir insan,
Vakarıyla kaldırtır.
Bu saatte duyduğum yorgunluklar hep gider;
Bir ses bana içimden: Çalış, çalış, çalış der.

Yan, ocağım bir güneş aleviyle yan, parla;
Gözlerimi bir mihrab nûru gibi yaldızla.
Yan ocağım, can göster;
Bir ananın mübârek bağrı gibi sesler ver.

Mehmet Emin Yurdakul




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —