Ağacın Eyisi Özünden Olur Ağacın eyisi özünden olur

Ağacın Eyisi Özünden Olur  Ağacın eyisi özünden olur

Ağacın Eyisi Özünden Olur

Ağacın Eyisi Özünden Olur

Ağacın eyisi özünden olur
Yiğidin eyisi sözünden olur
İl için ağlayan gözünden olur
Ağlama hey gözü yaşın sevdiğim

Yavrı keklik gibi kaynar eğlenir
Mis kokulu yağlar ile yağlanır
Sabah akşam türlü yazma bağlanır
Eğip geçer yeşil başın sevdiğim

Karacaoğlan der ki hoşça salınsın
Dursun yol üstünde bacı alınsın
Çözüver düğmeni göğsün görünsün
Nokta nokta benli döşün sevdiğim

Karacaoğlan

 

 

ÇUKUROVA BAYRAMLIĞINI GİYERKEN 

Çukurova bayramlığın geyerken
Çıplaklığın üzerinden soyarken
Şubat ayı kış yelini kovarken
Cennet dense sana yakışır dağlar

Ağacınız yapraklarla donanır
Taşlarınız bir birliğe inanır
Hep çiçekler bağrınızda gönenir
Pınarınız çağlar akışır dağlar

Rüzgar eser dallarınız atışır
Kuşlarınız birbirile ötüşür
Ören yerler bu bayramdan pek üşür
Sünbül niçin yaslı bakışır dağlar

Karac'oğlan size bakar sevinir
Sevinirken kalbi yanar gövünür
Kımıldanır her dertlerim devinir
Yas ile sevincim yıkışır dağlar

Karacaoğlan

 

 

 

 

 

 

 

Ala Gözlüm, Ben Bu İlden Gidersem

Ala gözlüm, ben bu ilden gidersem, 
Zülfü perişanım kal, melil melil.
Kerem et, aklından çıkarma beni; 
Ağla göz yaşın sil, melil melil.

Yeğin ey sevdiğim, sen seni düzet; 
Karayı bağla da, beyazı çöz, at; 
Doldur ver badeyi, bir daha uzat; 
Ayrılık şerbetin ver, melil melil.

Elvan çiçeklerden sokma başına, 
Kudret kalemini çekme kaşına, 
Beni unutursan doyma yaşına, 
Gez benim aşkımla yar, melil melil.

Karac`oğlan der ki: Ölüp ölünçe, 
Ben de güzel sevdim kendi halımça; 
Varıp gurbet ile vasıl olunça, 
Dostlardan haberim al, melil melil.

Karacaoğlan

 

 

YİNE DERTLİ DERTLİ İNİLİYORSUN 

Yine dertli dertli iniliyorsun
Sarı turnam sinen yaralandı mı
Yoksa ciğerlerin parelendi mi
Hiç el değmeden ben iniliyorsun

Yoksa sana yâr düzen mi düzdüler
Tellerini sırmadan mı dizdiler
Perdelerin tel tel edip büzdüler
Allı turnam sinen yaralandı mı

Havayı deli gönül havayı
Ay doğmadan şavkı tutmuş ovayı 
Türkmen kızı katarlamış mayayı
Çekip gider bir gözleri sürmeli

Kuru kütük yanmayınca tüter mi
Ak gerdanda çifte benler biter mi
Vakti gelmeyince bülbül öter mi
Ötüp gider bir gözleri sürmeli

Dere kenarında evler hurmayı
Kılavuz ederler telli turnayı
Ak göğsün üstünde ilik düğmeyi
Çözüp gider bir gözleri sürmeli

Karac'oglan der ki geçti ne fayda
Bir vefa kalmadı ok ile yayda

Karacaoğlan