MÜREBBİYE
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın “ Mürebbiye” romanında ki, konu diğer romanlara fazla benzemez.
Konusu ilk başlarda dar çerçeve içine sıkışmış gibi görünse de, okudukça konunun hangi boyutlara taşındığına tanık olursunuz.
Roman bir konak içerisinde geçmektedir. Konakta yaşayanlar, kendi hallerinde yaşam sürerken birden hayatları değişik hal alır.
Paris’in kenar mahallesinde sefil hayat süren Angel, sevgilisiyle İstanbul’a gelerek hayatı değişir. Paris’te yaşadığı hayatın dışında yeni bir hayatla konakta yaşayanların karşısına çıkar.
Konağın sahibi Dehri bey, iki çocuğuna mürebbiye olarak Angel’i alır. Angel, iki çocuğa Fransızca öğretirken, konakta yaşayanların dikkatini çeker.
Angel, fazla kazanmak için konakta yaşayan küçük büyük her birinin kalbini fet etmek için plan yapar.
Konakta Dehri Efendinin iki kez evlenmiş boşanmış kardeşi amca bey, birinci eşinden olan kızı, damadı ve oğlu yaşamaktadır.
Angel, mürebbiye olarak konakta çocuklara ders verirken, aklı da, başka işlerle meşguldur. Konakta erkeklerin her birini kendine aşık eder. onların gönüllerine girer. Her gece bir başkasıyla gönül eğlendirir.
Dehri efendinin birinci eşinden olan on sekiz yaşındaki Şemi, Angel’e aşık olur. Kadını kimseyle paylaşmak istemez. Bunun, mümkün olmayacağını bilse de, kurduğu hayallerden kimseye söz etmez.
Her gece sofada gölgeler uzunlu, kısalı görünür. Kimse bir şey belli etmemeye çaba harcar. Harcanan çaba çoğu zamna inkar edilmeye kadar varır.
Gözler, farklı görse de, gönüller gören gözleri inkar eder.
Bir gün damatla, Şemi, Angel için kavga ederler. Amca beyde kavgaya karışır. Olaylar peşi sıra cereyan ederken, Dehri efendi, hizmetçi Eda’yı, Angel yüzünden kovar. Oğlu Şemi ile kardeşi amca beyin odalarını değiştirir. Tüm bunlara Angel sebep olmaktadır.
Matmazel Angel, konaktaki erkekleri kendine aşık ettirmeyi başarmanın mutluluğunu yaşarken, konağın erkekleri birbirine diş bilemektedir.
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Konakta olan biten hadiseler Dehri Efendinin ikinci eşi tarafından hep göz ardı edilmektedir. Sanki konakta yaşamıyormuş gibi ilgisiz ve alakasızdır. Dehri Efendi de, kendini farklı bir hayat içerisine sokarak, sözüm ona edebiyatla haşır neşir görünmektedir. Kütüphanesinde farklı kitaplar okuyan, yabancı dil konuşan biri olarak kendini tanımlamaktadır.
Şemi, Angel’in sevdasından kendi canına kıymak için türlü planlar yapar. Matmazel Angel için hava hoş ve güzeldir. Paris’te ki kötü ve sefil hayatı geride kaldı. Konakta gayet güzel bir hayat sürmektedir. Mürebbiye olarak girdiği konakta, çocuklarla olduğu kadar yetişkin erkeklerle de güzel vakit geçirmektedir.
Mürebbiye romanı okuyucuyu farklı bir alemin içine götürür. Hüseyin Rahmi sayfaları bir solukta okutur. Her satırı heyecan ve macera doludur.
Dehri Efendi, her ne kadar kendini farkı gösterse de, gerçek daha farklıdır. Oğluyla kardeşinin odalarını değiştirmesi de, kendi menfaati doğrultusunda olmuştur.
Şemi, intihar etmeden önce Matmazel Angel’i öldürmeye karar verir. Angel’in odasının önüne gelir. Kilitli kapıyı açtırmak için bağırır. Odanın içinde bazı sesler duyar. Angel, kapıyı açmamak için diretir. Şemi de, diretir.
Angel, Şemi’nin gitmesini ister. Şemi kapya yüklenerek kilidi attırır. O arada elbise dolabına birinin giridğini fark eder. Angel elbise dolabının anahtarını göğsüne atar ve Şemi’ye vermez. Şemi ile Angel arasında mücadele başlar. Şemi yanında getirdiği hançerle, Angel’i korkutur. Angel, hem korkar hem de, korkmaz.
Şemi anahtarı almak için Angel’i yaralar. O arada Angel dolabın anahtarını Şemi’ye verir. Şemi, elbise dolabını açar. Karşısında babası Dehri Efendiyi görür ve bayılır.
FATMA KARAHASANOĞLU