Mavi Kuş Özet
Mustafa Kutlu’nun kaleminden Mavi Kuş, hikayesi okuyucuyu bir otobüs yolculuğuyla başlatıp, tren istasyonuna kadar maceralı olarak sürükler.
Yol boyunca yaşanan olaylar olumsuzluklar, yolcuların yüzlerine yansır. Sıkıntılı ve gergin yolculuk her birini yorar.
Herkesin sıkıntısı kendi içinde kalsa da, Beşir ağa, her defasında sıkıntısını dışa vuranlardan biri olur. Kahyasıyla birlikte yaptığı yolculuk esnasında eski hatıralarını hatırlar.
Hikayenin geçtiği Şirinyurt kasabası, devletin elini eteğini çektiği küçük bir kasabadır. Mavi Kuş ise, Şirinyurt kasaba sakinlerinin tren istasyonuna ulaşımını sağlayan, maviye boyalı olup üstünde beyaza boyalı bir kuş resminin bulunduğu oldukça eski, her an bozulacakmış hissi uyandıran bir otobüstür.
Otobüsle tren istasyonuna gitmek için bir araya gelmiş farklı kimlik ve karakterlerin birbirinden acı geçmişleri, gizemli öyküleri ve samimi bir ortamda gelişen olaylar dizisi aktarılır.
Otobüs şoförü Deli Kenan, arkadaşı Bilal’in kız kardeşini sevmiş, sevdiği kız tarafından alaya alınmıştır. Hem arkadaşının kardeşini sevmiş olmanın utancı, hem de sevdiği kız tarafından alaya alınmış olmanın onur kırıcılığı nedeniyle bir daha evlenmemiştir. Kedisi olmadan yola çıkmayan takıntılı ama merhametli bir karakterdir.
Otobüs yolcularından Doktor Yahya, yıllık iznini İstanbul’da geçirmek üzere yola çıkanlardandır. Kitaba olan düşkünlüğü, çok sevdiği karısıyla yollarını ayırmasına neden olmuştur. Karısı, günün birinde kitaplarla kendisi arasında seçim yapmasını istemiş, kitaplarını seçerek karısından ayrılan Doktor Yahya, bir daha da evlenmemiştir. Karısını çok sevmesinden dolayı bu kararından da pişmanlık duymuştur.
Şirinyurt’un öğretmeni olan Murat da, eşi Neşe ile birlikte tartışarak biner otobüse. İstanbul’dan kasabaya gelmeden evvel türlü hayaller kuran Neşe, kasabadan usanmış ve bu yüzden eşiyle tartışmaktadır.
Erol, otobüsün üstüne yüklenen eşyaların arasına saklanarak kaçak olarak İstanbul’a gitmek isteyen bir çocuktur. Otobüs muavini Seyfi, yolculuk sırasında Erol’u yakalasa da, saf bir tip olduğundan Erol kendisinin ikinci muavin olduğunu söyleyerek onu kandırır.
Amerikalı John ve Elizabeth çifti ile ona eşlik eden arkeoloji öğrencisi Gül de yolcular arasındadır. Mühendis kimliğiyle Gül’ün yanında oturmakta olan Kemal ise aslında bir polis memuru olup, John ve Elizabeth çiftinin tarihi eser kaçakçısı olduğu şüphesi üzerine onları izlemekte ve Gül’ün ağzından onlar hakkında bilgi almaktadır. Bu konuşmalar sırasında Kemal ile Gül arasında da bir yakınlaşma olduğu gözlemlenir.
John ve Elizabeth’in gerçekten de Şirinyurt’a gelme sebepleri farklıdır ve eşyaları arasında pek çok tarihi eseri saklamışlardır. Ancak kaçak yolcu Erol’un üşüyerek uyumak için sıcak bir yer arama çabası sırasında tüm bu deliller Erol tarafından sıradan bir taş olarak görülerek yol boyunca yollara saçılır.
Ailenin tek erkek çocuğu olarak oldukça şımarık yetiştirilen ve askerliğini İstanbul’da yaptıktan sonra burada kalan, ancak babasının ölümünden sonra kasabaya dönen Beşir Ağa da Ankara’dan gelecek olan siyasî misafirlerini ağırlamak üzere istasyona giden yolcular arasındadır.
Tutuklu bir adam ve ona eşlik eden iki jandarmanın yanı sıra, annesinin vefatının ardından babaannesi tarafından bakılan kuyumcu Nazım da otobüsteki diğer karakterlerdendir. Nazım’ın babası askerdeyken arap bir kadınla evlenmiş ve ondan Davut adını verdiği bir çocuğu olmuştur. Köye döndüğünde karısı bu acıya dayanamayarak vefat eder. Sonraları Nazım’ı da yanına alan babası, üvey annesi ve üvey kardeşinin haksızlığına maruz kalıp ezilmiştir. Bu ezikliğinin canına tak etmiş ve sonunda dayanamayarak kardeşi Davut’u öldürmüştür. Sonrasında ise valizini toplayıp otobüsteki yerini almıştır.
Doktora yetiştirilmek üzere hasta bir kadın ve onun eşi de otobüste yer almaktadır. Kadın acılarını saklamaya çalışmaktadır ve ne yazık ki doktora yetiştirilemeden vefat eder.
Mahkûmu öldürmek üzere otobüsü takip eden iki de karanlık tip vardır.
Yolları bir dereden geçen otobüsü bir sürpriz bekler. Biraz para alabilmek ümidiyle otobüsün derede çamura saplanmasını sağlayan Bilal, yanında otobüsü oradan çıkaracak hayvanlarıyla beklemektedir. Yolcuların sitemkar seslerinin yükselişine sebep olan bu olayı atlatan Mavi Kuş yolculuğuna devam eder. Yol boyunca hem otobüsün içinde hem de dışında pek çok olay gelişir. Bir ara lastiği patlar, sonrasında hasta kadının ağırlaşması üzerine bir handa mola verilir. Tam istasyona yaklaşıldığı sırada otobüste arama yapmak üzere polis tarafından yolları kesilir. Polisin bu baskını esasında John ve Elizabeth çiftiyle ilgili olmasına karşın, kardeşi Davut’u öldüren Kuyumcu Nazım, vicdan azabına dayanamayarak suçunu itiraf eder. Polis Nazım’ı tutuklayarak aramaya devam eder. Eşyaları aradıkları sırada boş kasaların içinde Erol görünür.
Tam bu sırada “stop” diye bir ses duyulur; bütün hikâye bir film senaryosundan ibarettir. Tam oyuncular kahve molası verdikleri sırada bir silah sesi duyulur. İki karanlık tip vuracakları adamı vurmuştur.