TÜRKÜLERDE MAÇKA
?Ne zaman bir köy türküsü duysam/Şairliğimden utanırım/Şairim/Şiirin gerçeğini köy türkülerimizde bulmuşum/Türkülerle yunmuş yıkanmış dilim/Onlarla ağlamış, onlarla gülmüşüm?
Kimin mi bu şiir? Bedri Rahmi Eyüboğlu´nun. Kendisi, hemşehrimiz olur. Bedri Rahmi´yi şairliğinden utandıran, şiirin gerçeğini bulduran türkülerdir. Bedri Rahmi,bu türküler ile ağlamış,bu türküler ile gülmüştür. Dilini, bu türkülerle yıkamış yunmuştur.
Maçka, sadece iki dağın arasında yer alan bir küçük ilçe değildir. Maçka, türküleriyle de hayatın kendisidir.Bu türküler ki yer yer şairi ağlatır, yer yer de güldürür. Bu türküler ki şairi şairliğinden utandırır.
Maçka, yüz ölçümü itibariyle Trabzon´un en büyük ilçesidir. Gelin görün ki bu yüz ölçümünün büyük bölümünü dağlar oluşturur. O dağlar ki iki sevgilinin arasında en büyük engeldir. Ah o Maçka´nın dağları yok mu, o Maçka´nın dağları! Gözü kör olasıca dağlar! Erise de kavuşsa âşıklar:
?Yıkadum da çikardum
Mendilumun kirini
Erisa yüksek dağlar kız
Görsakbiribirini?
Maçka´nın dağlarında âşıklar cemiyeti kurulur. Maçka´nın kızlarıda çiçekler toplayıp gezerler yaylalarda:
?Âşıklar cemiyeti
Kurulur bu dağlarda
Kızlar çiçek toplarlar
Gezerler yaylalarda?
Maçka´da dağ deyince elbet akla ilk gelen de Zigana Dağı´dır. Bu dağ, Gümüşhane´nin Torul ilçesi ile Trabzon´un Maçka ilçesini birbirine bağlar. Mecnûn ile Leylâ´nın hikâyesini bilenler bilir. Leylâ´sı için çöllere düşen Mecnûn, bir gün bir köpeği öper. Bunu gören birisi dayanamayıp Mecnûn´a: ?A akılsız adam! Bu ne sersemliktir! Bu hayvanı, ne sarılmış öpüyorsun? diye sorar. Mecnûn da: ?Sen ne anlarsın? Bu köpeğin ne meziyeti var biliyor musun? Bu kadar köyün içinde gitmiş de Leylâ´nın köyünü yurt edinmiş ve o köye bekçi olmuş! Bunun bir kılını arslanlara değişmem. Gönlüne, canına, irfanına dikkat et ki, onun faziletini göresin! Leylâ´nın köyünü yurt tutan köpeğin ayağının bastığı toprak bile benim için azizdir.? diye cevap vermiş. Maçka´nın âşığı da Zigana Dağı´na sevgilisini görüp görmediğini sorar:
?Derdliyim kederliyim
Her ne desanganarım
E Ziğanadağlari
Gördi mi sizi yarum?
Maçka´da dağ deyince dağın başından duman eksik olmaz:
?Duman geliyu duman
Gelu da yayuluyi
Güzeluminanbeni
Kıranlar ayiruyi?
Maçka´nın sınırları içerisinde iki dağın arasında Değirmendere usulca akar. Zaman zaman da Maçkalı deyişiyle alaz akar. Eskilerde çamaşır makinesi ara da bulasın. Ne mümkün? Bir ırmağın ya da bir derenin başında Maçka´nın kızları çamaşır yıkar. Âşık için çamaşır yıkama günleri sevgiliyi görmek için büyük bir fırsattır:
?Derenun kıyısında
Yikayi çamaşırı
Niedelumgüzelum
Kaldık kıran aşıri?
Maçka´da birbirini sevenler her zaman kavuşamazlar. Anlayacağınız Maçka´da ayrılık da sevdaya dairdir:
?Ben buralı değilum
Hamsiköy´dürdurağum
Sevdumda alamadum
Budur benummerağum?
Maçka´da bazen sevdalık tehlikelidir. Kızın abisi vardır, babası vardır, akrabaları vardır. Öyle ki âşık, bıçak yarası yemek zorunda bile kalır:
?Hamsiköydedukleri
İki dağın arasi
E gızsenun yüzünden
Yedumbiçakyarasi?
Diyelim ki Maçka´da gezer iken gördünüz bir kız. Bir daha ara da bulasınız kızı. Ta ki Maçka´nın pazarına kadar. Bu yüzden Maçka´da sevgililerin buluşma vakitleri, Maçka pazarının kurulduğu gündür:
?Gelurkizları oturur
Maçka´ninpazarina
Sevdaluktanölenun
Nur yağsunmezarina?
Mevsimin ilkbahara döndüğü vakit artık geçim sıkıntısının yavaş yavaş baş gösterdiği vakitlerdir. Gelecek kışa hazırlıklar kışın sonundan itibaren başlar. Tarla belleme, tarladaki taşları temizleme bu hazırlıklardandır. Maçkalı tarlasına ne mi eker? Patates, mısır, fasulye eker. Anlayacağınız Maçka´da mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır:
?Şubat ayı geldi mi
Köyde belleme başlar
Arkasında sepeti
İçinde dolu taşlar?
Maçka´da kadın deyince belinden peştemali, sırtından sepeti eksik olmaz. Çalışkandır Maçka´nın kadınları. Odun işinde, tarla bahçe işinde, hayvancılık işinde, ot işinde, yemek işinde en önde gider:
?Belinde peştemali
Arkasında sepeti
Ne zaman tükenecek
Ha bu kızların derdi?
Maçka´nın büyük bir bölümünü dağlar oluşturduğundan yaylacılık ve mezerecilik Maçka´da yaygındır. Yaz mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte yaylaya göç edenler, sonbahar mevsimiyle birlikte yayladan mezereye daha sonra da köye inerler:
?Yaylalardan o kızlar
İnerler mezereye
Sonbahar aylarında
Göçerler yine köye?
Maçka´nın en güzel mevsimi hiç şüphesiz yaz aylarıdır. Yaz aylarında yaylalar şenlenir. Hiç unutamadığım bir anım vardır: Ortaokulda okurken hafta sonu köye çıkan bir arkadaşımız, pansiyonda kalan kendi köylüsünün ailesinin yaylaya göçtüklerinin müjdesini arkadaşımıza verdiğinde o arkadaşımızın sevincini hiç unutulmazdı:
?Yaz gelir yeşillenir
O Maçka yaylaları
Yine geldi güzelim
Ayeser zamanları?
Maçka´da yaz başında kızlar yaylaya göç eder:
?Şu Maçka´nın içinde
Yaylacilartoplandi
Peştemallikızlari
Yaylaya mi yollandi?
Maçka´da yaylaya göç, bir şenlik havasındadır. Kemençeler eşliğinde horonlar oynanır:
?Koyunun kuzusunu
Çoban yolda haylayi
Mezereler önünde
Kızlar horon oynayi?
Maçkalı delikanlılar yaylada koyun bekler. Koyun beklerken delikanlıların aklında hep sevdiği vardır:
?Yaylanunçimeninda
Goyunbeklerumgoyun
Zalımungızı seni da
Eylema bağa oyun?
Maçka´da herkes yaylacıdır. Yaylacı olmayan yoktur:
?Yaylacıyım yaylacı
Koyunları Heylerim
Olsa eski günlerim
Daha güzel söylerim?
Maçka´da yaylacılık denilince akla gelenlerden biri de yaylanın soğuk sularıdır:
?Yüksek dağların kardır
Soğuk suların vardır
Sora sora gidelim
Maçka ne taraftadır?
Geçim sıkıntısı her yerde olduğu gibi Maçka´da da vardır. Maçkalının geçimini sağladığı alanlardan biri de hiç şüphesiz fındıktır. Maçkalı, yazın fındık toplayacak, kışa hazırlık için de ormandan odun yapacak:
?Fındığı toplayıp da
Harmanda kurutacak
Kışa odun yakmaya
Ormanda toplayacak?
Maçkalının geçimini sağladığı alanlardan biri de mısırdır. Toplanılan mısırlar değirmende öğütülür:
?Keserler mısırları
Değirmene giderler
Kimisi nişanlise
Düğününi ederler?
Maçka´nın âşıkları gözü karadır. Öyle ki Maçka´da iki gönül bir olunca samanlık seyrandır:
?Kel gidelum dağlara
Dağlar olsun evumuz
İki komar yaprağı
Olsun keremidumuz?
Maçka´da âşıkların buluşma vakitleri gecelerdir. Maçka´da gündüzleri buluşmak ne mümkün. Bazen âşıklar gizlice sevdiği kızın evinin önüne gelir:
?Gece geldim duydun mi
Güzelum uyudun mi
Bağurdum kapılarda
Sesumitanıdun mi?
Maçka´nın kızları bazen de vefasızdır. Âşıklara yüz vermez:
?Yüksek dağlarungari
Hep erisınerisın
Kız senınsevdaluğun
Yerun dibine girsun?
Maçkalının vazgeçilmezleri hiç şüphesiz kemençe ile horondur. Maçka´da âşık,kemençesiz olmaz:
?Kemençemun kapağı
Sarı tekedendur
Ellere güneş alur
Bize yağmur nedendur?
Maçka´nın kızları, kemençenin sesine aşinadır:
?Oy kemençemin yayı
Oynatıyor dünyayı
Uşak almazsan beni
Terk ederim dünyayı?
Maçka´nın yolları artık eskisi kadar taşlık olmasa da bir zaman taşları ile meşhur yolları vardır:
?Maçka´nın yolu taşlık
Fena şeydir sevdalık
Sen çiçek ben yaprağı
Hangi dallara uçtuk?
Maçkalının geçim kaynağını sayacak olsak bir elin parmağını geçmez. Geçim sıkıntısı baş gösterince âşıklar için gurbete çıkmak kaçınılmazdır artık. Maçkalının makûs talihidir gurbet:
?Yolladım haberciler
Diye yarum keleyim
Düştüm gurbet ellere
Emine´m ne edeyim?
Gurbet ile hasret kardeştir. Maçka,gurbettekiler için hasret duyulan bir yerdir:
?Maçka üç dağ arası
Dolduk hasret yarası
Gurbette kalanların
Zehir olsun parası?
Maçkalıgurbetçiler, Maçka´daki çıraklığı gurbetteki ustalığa tercih ederler:
?Deresinde pak olsam
Köpüğünde ak olsam
Gurbette usta değil
Maçka´da çırak olsam?
Yukarıda Leylâ ile Mecnûn´un hikâyesinden bahsetmiştim. Yine bu hikâyede anlatılan bir olaydan bahsetmek istiyorum. Devrin hükümdarı dillere destan olan bu aşkı duyunca Leylâ´yı görmek ister. Leylâ´yı saraya getirirler. Ancak hükümdar büyük hayal kırıklığına uğrar. Leylâ, hiç de bahsedildiği gibi güzel değildir. Hükümdar, Leylâ´ya: ?Mecnûn´un perişan olmasına sebep olan Leylâ sen misin? Senin diğer hemcinslerinden bir farkın yok!? der. Leylâ hükümdara cevap verir: ?Sen Mecnûn olmadığın için sus!? der. Anlayacağınız Maçka´da gönül kimi severse güzel odur:
?Eydimfındık dalini
Kel deşiredeşire
Yedi göyün içinde
En güzeli Menşüre?
Başlık parası, düğünde takılacak olan takılar, evlenecek olanlar için aşılması gereken güçlüklerdendir. Kızın tarafı biraz da acımasızsa kızları için kızın ağırlığınca olmasa da epey altın isterler:
?Uş tanebeşibirluğu kızım sana dakamaz
Onlar fakir insandır köyde seni bakamaz?
Kızın evliliği için çeyizinin tam olması gerekir. Maçkalı delikanlının elinde sadece fındık parası vardır. Onu da sevdiğinin uğruna harcamaya hazırdır:
?Fundukparalarıni kız beşüne harcarım
Sen üzülmasevduğumçeyızini yaparım?
Maçka yaylalarıyla, soğuk sularıyla, dağlarıyla, dağlarının başından kalkmayan karıyla, dumanıyla, kemençesiyle, horonuyla, fındığıyla, karayemişiyle, mısırıyla, âşıklarıyla, deresiyle türkülerde buram buram hayat kokar. Maçka bir anlamda türkülerde yaşar. Yazımızı yine bir türküyle bitirelim:
?Gel çıkalım kırana
Başlayalım horona
Maçka bu türkülerle
Selam yolladım sana?
NEŞAT SAMAT