BİR KÖRÜN RÜYASI

BİR KÖRÜN RÜYASI

Size bir rüya anlatmak için buradayım. ?Bir at, bir meydanda kırk yıl oynamaz.´

BİR KÖRÜN RÜYASI

(NEŞAT SAMAT)

               Size bir rüya anlatmak için buradayım. ?Bir at, bir meydanda kırk yıl oynamaz.´ sözünü kendine düstur edinmiş biri olarak rüyayı anlattıktan sonra sahneden çekileceğim. Yerimi başka oyuncular alacak. Öncelikle kendimi size takdim edeyim: Hepiniz az çok beni tanıyorsunuzdur. Tanımıyorsanız da size yabancı gelmiyorumdur. Ben, nereden gelip nereye gittiğini bilmeden yürüdüğü yollardan gelen biriyim. Anlayacağınız ya da öyle umut ettiğim, kaderi yola yazılan bir adamım ve ben insanları ayak seslerinden tanırım.

 

               Rüya demiştim. Bu rüyayı ben görmedim. Bu rüya, bir tanıdığımın rüyası. Bana bu rüyayı anlattığı zaman şaşırmıştım. Bunun bir rüyadan daha çok kâbus olabileceği konusunda tartışmıştık. Ancak o, bunun bir rüya olduğu konusunda ısrar edince karşılık vermemenin daha doğru olacağına karar verdim. Cevap verseydim, biliyordum iş uzayacaktı. Bunun yerine: ?Tamam, dediğin gibi bir rüya olsun.? dedim. Tam bu şekilde demesem de bunun gibi bir şey dedim. Sonra aradan uzun yıllar geçmeden bu rüyayı unuttum. Ta ki o güne kadar. İşte tam o gün. Hatırladım. Üstelik bu kadar kolay hatırlayışıma şaşırdım. Normalde unuttuklarını o kadar kolay hatırlayan biri değilimdir.

 

               Şimdi sıra, size rüyayı anlatmama geldi. Bu rüyayı gören kör bir arkadaşım. Şaşırdınız mı? Körler rüya görmez mi? Görürler. Bu, bilimsel olarak kanıtlanmış. Size bir sır vereyim mi? Bilimsel olarak kanıtlanıp kanıtlanmadığı hakkında bilgi sahibi değilim. Öyle söylemek istedim, söyledim. Zaten kim kalkıp böyle şeyleri araştırır ki. Birbirimizin söyledikleriyle o kadar ilgili olduğumuzu düşünmüyorum. Hiçbir zaman da düşünmedim. Çünkü ben, birbirimize karşı ilgimizi yıllar geçtikçe kaybettiğimizi düşünenlerdenim. ?Kaybedilecek ya da bulunacak bir şeyi olmadığı anda yaşanıyor tüm yolculuklar.´ Hatırladınız mı bu cümleyi? Size tanıdık gelmedi mi? Gelmemiştir çünkü bu cümleyi ilk defa burada söylüyorum. Bulmak için kaybetmek gerekir anlayışı, kaybedecek bir şeyleri olanlar için doğru olabilir ya kaybedecek bir şeyleri olmayan insanların, kaybedecek bir şeyleri olmadıklarından, doğrudan da bulacakları bir şeyleri olmamaları, kaderin bir hükmü müdür sizce? İnanın, bu soruların cevabı bende yok. Olsa bilmezsiniz, çekinmeden söylerim. Bilmezsiniz dedim, bilirsiniz demedim, fark ettiniz mi? Çünkü insan, insanı bilmez.

 

               Bir rüya anlatacağımı söylemiştim size. Vazgeçtim. Bu anlattıklarımı bir rüya olarak kabul etmenizi istesem, ayıp etmiş olur muyum? Kızmayın bana ne olur. Çünkü anlatacaklarım rüya değildi, gerçekti. Bu gerçekleri anlatacak cesaretimin olmadığını şimdi fark ettim. Söze ilk başlarken vardı ama şimdi yok. Benden sonra yerimi başka oyuncular da almayacak. Oyun burada bitti. Artık gidemezsiniz.