FAHRİYE ABLA

           FAHRİYE ABLA

Bazı hikâyeler sadece okuyanlar için yazılır ve yaşanır.

              FAHRİYE ABLA

                 (NEŞAT SAMAT)

 

                Bazı hikâyeler sadece okuyanlar için yazılır ve yaşanır. İşte bu hikâye sizin için yazıldı. Size anlatmadığım daha bir sürü hikâye var. Biri de Fahriye Abla´nın hikâyesi. Fahriye Abla´yı tanımıyor musunuz? Nasıl olur? Oysa bir zamanlar şiirlere bile konu olmuştu. Ah, Fahriye Abla ah! Kim dedi sana var Erzincanlıya?

Sevdanın olduğu, konuşmanın olmadığı zamanlardan kalan bir hikâyenin kahramanıdır bizim Fahriye Abla. Ben kendisini tanıyamadım. Ben doğmadan önce yaşadıklarını yaşamış ve bu dünyadan göçmüştü. Bana hikâyesini ulaştıran Bursa´da oturan bir tanıdığım. Hikâyeyi ilk anlattığında hikâyeyi uydurup uydurmadığı konusunda şüphelerim vardı. Bu şüphelerimin farkına varmış olmalı ki hikâyenin yaşanmış gerçek bir hikâye olduğunu yeminler ederek anlattı.

Ben onun yalancısıyım diyerek hikâyeyi size anlatacak değilim elbet. Ben yalan konuşmayı da yazmayı da sevmem. Bilirim siz de sevmezsiniz. Zaten insan neden yalan konuşur ki? Yıllardır bu soruyu düşündüm dersem yalan olur. Benim böyle şeyleri düşünecek uzun uzun vakitlerim yoktur. Öncelikle size biraz da kendimden bahsedeyim: Ben her şey birdenbire olsun isteyen biriyim. Mesela; âşık olacaksam birdenbire olmalıyım. Vuslatı da hicranı da birdenbire yaşamalıyım. Öyle uzun uzun vakitlerim yoktur benim. Bu yüzden her şeyi birdenbire yaşamalıyım. Kurşun birdenbire gelip konmalı yüreğime. Kanım birdenbire akmalı. Canım birdenbire yanmalı. Çok acı çekeceksem de birdenbire çekmeliyim. Mutlu olacaksam da birdenbire. Unuturken yaşadıklarımdan daha çok yaşatılanları; birdenbire unutmalıyım. Ve birdenbire hatırlamalıyım. Annem birdenbire öksüz bırakmalı beni, babamın birdenbire yetim bırakması gibi. Yaşamın kıyısında her şey birdenbire yaşansın isterim ben. Birdenbire. Bilirsiniz, öyle uzun uzun vakitlerim yoktur benim.

Size bir sır vereyim mi? Fahriye Abla da biraz bana benzerdi. Yanlış duymadınız bana benzerdi dedim. Çünkü Fahriye Abla benim ablam değil sevgilimdi. Size yalan konuştum. Bu ?yazı´ bunu gerektiriyordu ve ben ömrümce ?yazı´nın bu sesine kulak vermiş bir insanım. Anlayacağınız Fahriye Abla, bir Erzincanlıya varmadı. Onu ben öldürdüm. Bursa´ya yolunuz düşerse kime sorarsanız sorun Fahriye Abla´nın mezarını gösteremez. Çünkü bu hikâye aile arasında uzun yıllar bir sır olarak kaldı. Ailesi, Fahriye Abla´yı soranlara Erzincanlı birine kaçtığını, kaçtıktan sonra ise kendisinden bir haber alamadıklarını söyledi. Oysa işin aslı başkaydı. Aklınıza ailenin bu cinayeti uzun yıllar herkesten nasıl sakladığı ile ilgili ya da başka sorular gelebilir. Baştan anlaşalım. Her sorunuzun cevabını bu ?yazı´da bulamazsın